A Letter From Bak

The story of Bak started back in 2005, when I was a university student.

The main objective was to build a bridge among young artists, artist candidates, and masters from all around the world. Further, Bak had to be a helpful tool for employers searching for the most talented visual artists as well as for young talents yearning to be discovered.

Bak had to be bilingual... English, for global artists to enjoy its content, and Turkish for locals to be able to understand. Bak had to be beneficial for young artists. It must have helped them showcase their work. Being featured in Bak had to be a privilege, providing them more visibility and giving them job opportunities. Bak had become one of the most popular online magazines on the web, being downloaded by millions of people from all over the world. And more importantly, all of those should be done without any expectation for profit. Bak should always be free.

Every single one of the above objectives has been achieved. All 17 issues of Bak, containing more than 5,000 pages of visual art content, have been downloaded by more than 2 million people, absolutely for free.

First issue of Bak was released in January 2006, and the last one in August 2012. During the span of 6.5 years, I interviewed 138 artists from dozens of countries. With some of them I established close friends, and with others, I had the privilege of collaborating on some great projects. Most importantly, I happened to get to know wonderful people.

Just like Bak, I, too have evolved.

Today, Bak no longer releases new issues. Yet, it continues its existence on its Blog and Facebook page. And it's waiting for me to realize my last dream. Certainly, it has to wait a little bit more. That said, when that day comes, my hometown - if it could make it to that day - is going to be a slightly brighter and more colorful place.

I would like to thank all of my friends who contributed to this magnificent journey. Every single person, who submitted his/her artwork to Bak... Every single artist, who accepted my invitation and shared their valuable visions and incredible art from all over the world: United States to France, Chile to San Marino, Sardine Island to Hong Kong... Every single reader, who still keeps on asking for new issues, three years after the release of its last issue...

I hope Bak left good memories in your lives, too, as it definitely did for me.

Thank you.

With my best wishes,
Ozan Karakoc

Bak'tan Mektup...

Bak’ın hikayesi 2005 yılının kış aylarında, üniversitedeki sınıfımın sıralarında başladı. 

Amaç; genç sanatçılar ve sanatçı adaylarıyla, dünyanın dört bir yanındaki ustalar arasında güçlü bir köprü kurmak, yaratıcı işler yaptırmak isteyen kişi ve kuruluşların, alanlarındaki en iyi isimlere ve gelecek vaat eden genç yeteneklere kolayca ulaşabilmelerini sağlamaktı.

Bak; hem Türkçe, hem İngilizce olmalı, evrensel bir dili konuşabilmeliydi. Bak’ta işlerinin yayınlanması, genç sanatçılara katkı sağlamalıydı. Hem işlerini dünyaya duyurabilmelerine, hem de kariyerlerine yön vermelerine yardımcı olmalıydı. Bak’ı, dünyanın her yerinden, milyonlarca kişi indirmeli ve dergi, internetten sunulan görsel sanat yayınları arasında önemli bir yere sahip olmalıydı. Üstelik bütün bunlar, hiçbir çıkar gözetilmeden yapılmalı, dergi daima ücretsiz olarak dağıtılabilmeliydi.

Bütün bunlar gerçekleşti. İlk sayısını, 2005’i 2006’ya bağlayan yılbaşı gecesinde okurlarıyla buluşturan Bak’ın, iki dilde yayınlanan 17 sayısı ve bu sayılarda yer alan 5000 sayfalık görsel sanat içeriği, 2 milyonun üzerinde kişiye, ücretsiz olarak ulaştırıldı.

İlk sayının çıktığı 2006 Ocak’ından, 17. sayının yayınlandığı 2012 Ağustos’una kadar geçen 6,5 yıl içinde, dünyanın dört bir yanından 138 sanatçıyla özel söyleşiler gerçekleştirdim. Bazılarıyla hiç bitmeyecek, sonsuz dostluklar kurdum, bazılarıyla ortak projeler yaptım. Çok ama çok güzel insanlar tanıdım.

Bak’ı büyütürken, ben de onunla birlikte büyüdüm.

Bugün Bak; bir dergi olarak olmasa da, Blog’u ve Facebook sayfasıyla varlığını sürdürüyor… Ve 2005’te kendisiyle ilgili kurduğum en büyük hayali gerçekleştirmemi bekliyor… Belli ki daha uzun yıllar bekleyecek. Ama o gün geldiğinde, doğduğum şehir, eğer yerinde duruyorsa, bir önceki günden daha renkli, daha aydınlık olacak.

Bak’ın yolculuğunda emeği geçen tüm dostlarıma, dergiye çalışmalarını gönderen tüm güzel insanlara, Amerika’dan Fransa’ya, Şili’den San Marino’ya, Sardunya Adası’ndan Hong Kong’a kadar onlarca farklı ülkeden söyleşi teklifimi kırmayıp göz alıcı işleri ve ilham veren değerli düşünceleriyle Bak’ın sayfalarını süsleyen değerli sanatçılara, bugün bile e-posta gönderip yeni sayının ne zaman çıkacağını soran, tatlı tatlı sitem eden tatlı insanlara, candan, yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.

Umarım Bak, sizlerin hayatında da, küçük de olsa güzel birer iz bırakabilmiştir.

İyi ki varsınız.

Sevgilerimle,
Ozan Karakoç