Melanie Delon

İllüstratör / Bak 06
www.melaniedelon.com

English

I’m trying not to think about the future. It will sound like an utopia but I just wish a peaceful world in which people live without pain.

Türkçe

Geleceği düşünmemeye çalışıyorum. Biraz ütopik ama insanların acı çekmeden barış içinde yaşamalarını istiyorum.

You were born in France in 1980. What can you say about your country? Have you ever dreamed of living in another place?

I love my country and especially my city, Paris, very very much. It is very inspirational in artistic way. I love wandering in the streets and discovering different things everytime. I mean there must be a very good reason for me to leave France and Paris.

Could you please tell us about your working process? Do you use pencil sketches or photographs? What kind of graphic tablet do you prefer using?

I work just as I want. I do not make pencil sketches. I start drawing with Photoshop and Painter. "Color" is the most important component of my paintings. Because the colors expose the subject, feelings and the story. Sometimes I benefit from the advantages of photography but only for little details. I prefer using the the mirror instead. I have one next to my monitor. I sometimes use myself as my model. And I use Wacom Intuos3 A4 graphic tablet. I must say I cannot give up using it.

In your paintings, it's easily noticed that you are interested in fantastic and dreamy subjects. And we know that you are a big fan of The Lord of The Rings. Did the movie meet your expectations as a reader of the book? If you had a chance to chat with Peter Jackson, what would you tell him first?

I really love fantastic stories. Lord of The Rings triology is one of my favorites. Especially adaptation of the backgrounds were impressive. I had read the book when I was 11 and I had adored Alan Lee's illustrations. When I saw the movie, I found the same backgrounds in front of me and I love them. Perhaps my only word would be "Thanks" for Peter Jackson.

Imagine that you have got a time machine. As a young painter who studied art history, which artists would you like to share your dinner table with?

I can say W. Bouguereau or Waterhouse but it's not about having dinner with them, I would prefer watching them painting and trying to learn something without saying a word. I would really wish to meet these masters, would like to see how they use light and colors.

What's your greatest aim in life?

I'm not that ambitious. I have to learn much more things about painting. I would want to be happy by painting what I like and I would also wish to create a published book of myself.

We see that there are unpredictably big differences between the year that you were born, 1980, and now, 2006. We get excited when we observe the outstanding developments in technology and medicine, but at the same time, we are witnessing that the relationship between people is becoming more artificial and consumption madness is threatening the future of the world. How do you evaluate the future?

Actually, I'm trying not to think about the future. It will sound like an utopia but I just wish a peaceful world in which people live without pain.

Theme of the previous issue of Bak Magazine was "Game". What does this word mean to you? Do you remember the games you played when you were a child?

Sure, I do. One of the best times of my life! We were playing with our Lego's. We were building castles and making up stories about them. For hours! Actually, it's not that different today. We just substituted Lego's with computer games!

1980 yılında Fransa'da dünyaya geldiniz. Ülkeniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Hiç başka bir yerde yaşamayı hayal ettiniz mi?

Ülkem Fransa’yı ve özellikle şehrim Paris’İ inanılmaz çok seviyorum. Burası artıştık açıdan çok ilham verici. Sokaklarda dolanmaya ve her seferinde başka şeyler keşfetmeye bayılıyorum. Yani Paris’İ ve Fransa’yı terketmem için ancak çok iyi bir sebep lazım.

Bize çalışma tarzınızdan ve çizim yaparken izlediğiniz yollardan söz eder misiniz? Önce kurşun kalem eskizleri yapıyor musunuz? Fotoğraflardan yararlanıyor musunuz? Ne tarz bir grafik tablet kullanıyorsunuz?

Daha çok içimden geldiği gibi çalışıyorum. Kurşun kalemle eskiz yapmıyorum. Direk Photoshop ve Painter’la başlıyorum. “Renk” benim resimlerimdeki en önemli unsur. Gerçekten renklere çok önem veriyorum. Çünkü o renkler asıl konuyu, duyguları ve hikayeyi ortaya çıkarıyor. Bazen fotoğraftandan da yaralanıyorum ama sadece küçük bazı detaylar için. Ama daha çok aynadan yararlanıyorum. Bilgisayar ekranımın yanında hep küçük bir tane durur. Yani model olarak kendimi kullandığım oluyor. Bir de Wacom İntuos3 A4 kullanıyorum. Hatta ondan kesinlikle vazgeçemediğimi söylemem lazım.

Eserlerinizde; rüya tadında, fantastik konulara ilgi duyduğunuz kolayca farkediliyor. Ayrıca bir Yüzüklerin Efendisi hayranı olduğunuzu da biliyoruz. Kitabı okuduğunuzda hayal ettiklerinizi filmde bulabildiniz mi? Yönetmen Peter Jackson ile konuşma imkanınız olsaydı ona ne söylerdiniz?

Gerçekten fantastic hikayelere bayılıyorum. “Lord of the Rings Üçlemesi” en sevdiğim filmler arasında. Özellikle dekorlardaki adaptasyon çok etkileyiciydi. Kitabı 11 yasında okumuştum ve Alan Lee’nin ilustrasyonlarına hayran olmuştum. Filmi seyrettiğimde aynı dekorları karşımda bulunca çok hoşuma gitti. Herhalde Peter Jackson’a diyebileceğim tek şey “Teşekkürler” olurdu.

Zamanda yolculuk yapma şansınız olsaydı, sanat tarihi öğrenimi görmüş genç bir ressam olarak akşam yemeğinde masanızı hangi sanatçılarla paylaşmak isterdiniz?

W. Bouguereau veya Waterhouse diyebilirim ama onlarla yemek yemek değil de sadece resim yapıslarını seyredip, hiçbir şey demeden onları izleyip bir şeyler öğrenmek isterdim! Bu büyük ustaları gerçekten tanımak isterdim. Onların renklerle, ışıkla ve seçtikleri konuyla ilgili nasıl çalıştıklarını görmek çok isterdim.

Hayattaki en büyük hedefiniz nedir?

Çok hırslı biri değilim. Daha resimle ilgili öğrenmem gereken bir sürü şey var. Sevdiğim şeylerin resmini yaparak mutlu olmak ve tabi ki bir gün kendi çizim kitabımı çıkarmak isterim.

Doğduğunuz 1980 yılı ile içinde bulunduğumuz 2006 yılı arasında, o dönemde tahmin bile edilemeyecek kadar büyük farklar olduğunu görüyoruz. Bir yandan, özellikle tıpta ve teknolojide yaşanan gelişmeleri düşünüp heyecanlanıyoruz, diğer yandan ise insanlar arasındaki ilişkilerin giderek yapaylaştığını ve üretmekten çok tüketmeyi düşünen toplumların dünyanın geleceğini tehdit ettiğini gözlemliyoruz. Siz dünyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Aslında gelecekle ilgili pek bir şey düşünmemeye çalışıyorum. Çok ütopik ama sadece insanların acı çekmeden barış içinde yaşamalarını istiyorum.

Bak Dergisi'nin geçen sayısı için "Oyun" konusunu seçmiştik. Bu sözcük size neleri ifade ediyor? Çocukluğunuzda oynadığınız oyunları anımsıyor musunuz?

Tabii ki çocukluğum aklıma geliyor. Hayatımın en güzel dönemlerinden biri! Erkek kardeşimle Lego oynardık. Lego’lardan şatolar yapar, onlarla ilgili hikayeler uydururduk ve saatlece öylece oynardık. Aslında bugün de aynı şey söz konusu. Sadece legoların yerini bilgisayar oyunları aldı o kadar!