Moly Brill
Painter / Bak 15
mocabri.carbonmade.com
English
Türkçe
You sold many paintings these days. And we also know that there's an emotional connection between you and your beautiful creations. How do you feel while selling your pieces? Can you tell us about your first time?
When I'm creating a new painting my main goal is to represent emotion in a way that will resonate with the viewer. I know I'm pulling from someplace subconsciously, so there's always a little bit of me in each piece, but once I complete a painting I've essentially worked out what the initial inspiration was and can then feel like moving on.
If someone finds a strong enough connection to a piece that they want to add it to their collection, I'm completely thrilled and humbled by the experience. I'm still very much a student, so I feel very fortunate to even have that kind of response.
How does Molly Brill spend an ordinary day? What happens and you decide to create?
On a day when I'm planning to work on a new painting, I start out my morning the usual way -- breakfast, email, messages, and so on -- and begin to start working by mid morning. I know a lot of people that like to work during the night, but I find that when I start in the morning I'm not as tired and my mind is more clear.
When using watercolors, I paint for long periods and break sometimes when it seems like I'm at a stopping point. While painting, I always listen to music. I've discovered that what I'm listening to can directly affect how I'm painting, so I'll play different songs depending on what I'm trying to achieve. At the moment, I've been playing a lot of Explosions in the Sky, The Notwist, Stars, and Metric.
At the end of the day, I'll unwind and relax somehow, usually by watching a favorite TV show or something (Mad Men, recently).
You are 19 years old now with so many great references, a stunning portfolio and there is a long life ahead of you. What do you expect from the future? Where do you think you will be in ten years?
Being an artist is something that I've been dreaming of doing since I was little (though, there was a veterinarian phase). It's what I love to do, and I don't think I can imagine myself not involved in a creative field. I want to continue growing, learning, and soaking up as much information as I can. At the moment, I'm planning on pursuing a BFA at a school for illustration. I'm not exactly sure where I'll be in ten years; hopefully still happily creating.
You work with watercolor and mixed media. How did you choose these techniques? Who did you get all the motivation and the inspiration from? Is it coming from your family, or did you discover it totally on your own?
Sometime around the end of 2007 I wanted to explore more with color, so I used what I had -- watercolors, some acrylic, watercolor pencils, charcoal -- and began working with them. I suppose it was serendipitous, because since then I've fallen in love with using watercolors.
At the time, my motivation and inspiration weren't from one person specifically; it was really just a desire to get better, coupled with a lot of free-time.
In the cyber world, you are also known as 'Mocabri' which means 'about death'... What's the story behind this name?
The origin of my online pseudonym is slightly boring, actually (haha). While playing with the arrangement of letters of my full name, I came up with “mocabri” and liked the sound and look of it. It bears a striking resemblance to the word “macabre”, but I don't associate the name with that meaning.
Are you working with models or just photographs? Can you tell us about your working process?
It depends, but more recently a piece might start out with a brief flash of an image – like colors and vague composition -- that I pictured, and I'll then try to think of what direction I want the concept to go. For references, I'll use photos, a mirror, or something else and get an exact drawing down on paper. After that, I'll mix colors and start laying down thin washes of watercolor and then switch to more opaque washes. I think maybe one of the reasons I like watercolor is because it's so unpredictable, and at times, uncontrollable. There are moments in painting where I'll have a momentum going and become bolder, and this boldness will turn into almost a sort of adrenaline rush because I know that at any moment I could completely ruin what I've done and not be able to fix it. The parts of paintings that I prefer are often the result of times I didn't care whether I ruined them.
Which books, websites and artists inspire you most these days?
It's interesting you ask, because over the summer I made a list of books I've been wanting to read or experience again, so I've been reading nonstop these past few weeks. I've just finished Franny and Zooey by J.D. Salinger and The Bell Jar by Sylvia Plath (I seem to have a penchant for reading about breakdowns recently).
When I need some inspiration, I like looking around ffffound.com or notcot.org. Artist-wise, lately I've been admiring the work of James Jean and Sam Weber.
Now, close your eyes and imagine your 'dream studio'. What do you see?
In the back of my mind I've had a fantasy of living and working in a big open loft apartment with windows that stretched across brick walls and bathed the room with natural sunlight. Right now I work on a fold-up table in my bedroom, so if I even had some sort of studio space I would be pretty happy!
Theme of the 15th issue of Bak Magazine is 'Love'. What does this word mean to you?
Love is my family, a certain song, my favorite place... I've had crushes and infatuations, but love isn't something I've had much luck with. Maybe ask me again in a few years -- or twenty.
Bugünlerde bir çok resim sattınız. O güzel yaratımlarınızla aranızda duygusal bir bağ olduğunu da biliyoruz. Eserlerinizi satarken ne hissediyorsunuz? İlk deneyiminizi bize anlatabilir misiniz?
Yeni bir tablo yaratırken asıl amacım; bir duyguyu, izleyicide yankı bulacak şekilde sunmak. Bilinçaltından bir yerlerden çekip çıkardığımı biliyorum, o yüzden her bir eserde biraz ben varım fakat ancak başlangıçtaki ilhamını özünde çözdüğüm bir resmi bitirdiğimde devam edebilecek gibi hissediyorum. Eğer birisi bir eserle koleksiyonuna ekleyecek kadar güçlü bir bağ kurarsa, bu deneyimden büyük heyecan duyarım. Ben hala bir öğrenciyim; bu sebeple böyle bir karşılık aldığımda kendimi oldukça şanslı hissediyorum.
Molly Brill sıradan bir gününü nasıl geçirir? Ne oluyor da yaratmaya karar veriyorsunuz?
Yeni bir resim üzerine çalışmayı planladığım bir günde, günüme alışılagelmiş şekilde başlıyorum - kahvaltı, e-posta, mesajlar ve benzeri şeyler - ve sabahın ortalarına doğru çalışmaya başlıyorum. Gece boyunca çalışmayı seven bir çok insan tanıyorum ama ben sabah başladığımda kendimi daha az yorgun hissediyorum ve zihnim daha açık oluyor.
Sulu boya kullanırken uzun süre boyama yapıyorum ve bir durma noktasına geldiğimi hissedersem mola veriyorum. Resim yaparken, her zaman müzik dinlerim. Ne dinlediğimin direkt olarak nasıl resim yaptığımı etkilediğini keşfettim, böylece ulaşmak istediğim şeye bağlı olarak birbirinden farklı şarkılar çalıyorum. Bu aralar, bir hayli Explosions in the Sky, The Notwist, Stars ve Metric dinliyorum.
Günün sonunda, genellikle sevdiğim bir TV dizisi izleyerek ya da öyle bir şeyler yaparak, bir şekilde gevşeyip rahatlıyorum. (Son zamanlarda “Mad Men” izliyorum.)
Şu an 19 yaşınızdasınız ve bir çok muhteşem referansa ve çarpıcı bir portfolyoya sahipsiniz ve önünüzde uzun bir yaşam var. Gelecekten ne bekliyorsunuz? On yıl içinde nerede olacağınızı düşünüyorsunuz?
Sanatçı olmak küçüklüğümden beri yapmayı hayal ettiğim bir şey ( her ne kadar bir veterinerlik evresi olsa da ). Bu yapmayı sevdiğim şey ve kendimin yaratıcı bir alanın içinde olmadığını hayal edemiyorum. Büyümeye, öğrenmeye ve olabildiğince fazla bilgiyi sünger gibi çekmeye devam etmek istiyorum. Şu sıralar, bir okulda illüstrasyon üzerine BFA'nın peşine düşmeyi planlıyorum. On yıl sonra nerede olacağımdan pek emin değilim ama umarım hala mutlu bir şekilde yaratıyor olurum.
Sulu boya ve karma teknikle çalışıyorsunuz. Bu teknikleri nasıl seçtiniz? Bütün bu motivasyonu ve ilhamı kimden aldınız? Ailenizden mi geliyor yoksa bunu tamamen kendiniz mi keşfettiniz?
2007 yılının sonlarında bir zamanda, boya ile daha fazla şey keşfetmek istedim, bu yüzden neyim varsa kullandım – sulu boyalar, akrilik, sulu boya kalemler, kara kalem – ve bunlarla çalışmaya başladım. Sanırım şans eseri keşfetmeydi, çünkü o zamandan beri sulu boya kullanmaya aşığım.
O zamanlarda motivasyonum ve ilhamım belirli bir kişiden değildi; gerçekten daha iyi olma arzusunun bir sürü boş zamanla bir araya gelmesiydi.
Sanal dünyada aynı zamanda “ölümle ilgili” anlamına gelen “Mocabri” olarak biliniyorsunuz... Bu ismin arkasındaki hikaye nedir?
Çevrimiçi rumuzumun kökü aslında biraz sıkıcı (haha). Tam adımın harflerinin düzenlemesiyle uğraşırken “mocabri” yi buldum ve sesini ve görüntüsünü sevdim. “macabre” kelimesine oldukça benziyor, ancak ben ismi bu anlam ile bağdaştırmıyorum.
Modellerle mi çalışıyorsunuz yoksa sadece fotoğraflarla mı? Bize çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Duruma göre değişiyor, ama son zamanlarda, bir eser temel olarak kafamda canlanan bir imajdan başlayabilir – renkler ve belli belirsiz kompozisyon gibi- ve sonrasında konseptin gitmesini istediğim yönü düşünmeye çalışıyorum. Referans olarak fotoğraflar, bir ayna veya başka bir şey kullanıp kağıda eksiksiz bir çizimini alıyorum. Bundan sonra, renkleri karıştırıyorum ve ince sulu boya tabakasını yaymaya başlıyorum ve sonra daha mat olanlara geçiyorum. Sanırım sulu boyayı sevmemin sebeplerinden biri de, onun oldukça tahmin edilemez ve zaman zaman kontrol edilemez oluşu. Resimde, bir ivmeyle daha cesur olduğum ve her an yaptığım şeyi tamamen mahvedebileceğimi ve bunu düzeltemeyeceğimi bildiğim için, bu cesaretin neredeyse adrenalinin yükselmesine dönüştüğü anlar var. Tabloların tercih ettiğim kısımları genelde onları mahvedip mahvetmediğimi umursamadığım zamanların sonucu olanlar.
Bugünlerde size hangi kitaplar, websiteleri ve sanatçılar ilham veriyor?
Sormanız ilginç, çünkü yaz boyunca okumak istediğim ya da tekrar deneyimlemek istediğim kitapların listesini yaptım, bu yüzden de son Birkaç haftadır durmaksızın okuyorum. J.D. Salinger'ın “Franny ve Zooey” adlı kitabıyla Sylvia Plath'ın “The Bell Jar” adlı eserini yeni bitirdim. ( görünüşe göre bu aralar çöküntü üzerine okumaya meyilliyim).
İlhama ihtiyacım olduğunda, ffffound.com ya da notcot.org'da gezinmeyi seviyorum. Sanatçı yönünden, son zamanlarda James Jean ve Sam Weber'ın çalışmalarına hayranlık duyuyorum.
Şimdi gözlerinizi kapatın ve “hayal stüdyo”nuzu zihninizde canlandırın. Ne görüyorsunuz?
Kafamın derinliklerinde, tuğla duvarlara boydan boya uzanmış pencereleriyle ve güneş ışığıyla yıkanmış odasıyla, büyük açık bir çatı katında yaşama fantezisi vardı. Şu anda ise yatak odamda katlanabilir bir masanın üstünde çalışıyorum, dolayısıyla herhangi bir çeşit stüdyo alanım olsaydı da oldukça mutlu olurdum !
Bak Dergisi'nin 15. sayısının konusu “Aşk”. Bu kelime size neyi ifade ediyor?
Aşk benim ailem, belli bir şarkı, sevdiğim mekan... Ufak tefek hoşlanmalarım, sevdalarım oldu ama aşk pek şanslı olduğum bir konu değil. Belki birkaç -ya da yirmi- yıl sonra tekrar sorun bana.