Douglas Alves
Illustrator / Bak 16
www.nacionale.net
English
Türkçe
You were born in Sao Paulo, which is the largest city in Brazil and the most populous city in Southern Hemisphere, and 3 years ago, you moved to Los Angeles, California. How do you compare Sao Paulo with Los Angeles?
São Paulo and Los Angeles are totally different. São Paulo has more NY style. Everything is rushing, busy, crowded. There's a lot of energy everywhere you go.
Los Angeles is really cool, large streets and sunny days. It's a place to relax but you also you work a lot. When I came to LA. I use to live close to the beach but it was too calm for me, I've moved to Downtown LA recently. I need buildings and people around. it gives me a lot of energy.
How was your childhood in Sao Paulo? We know that you respect your father a lot. What kind of relationship do you have with him?
My Childhood in Sao Paulo wasn't easy but I had a lot of fun. Mostly of the things I've learned in my life is from my childhood. You have to respect people. Honesty and integrity must be your priority. My father taught me those values. He made me real- ize how important those things are when I was very young. My mother also have a good part in this. I love both of my parents.
What motivated you to choose visual arts to earn living from?
It was a lot of sequences that made me working with visual arts. I always wanted to work with art and illustration and for me doesn't matter which media I will be working with, I want to explore many more and be able to express myself.
Your works were published in several books and magazines, including 'Into The Nature' and 'Illusive 2' which we reviewed on our previous issues. How did you feel when you were first featured? Do you have that obsession of being remembered in the future like most of the artists do?
It always a great feeling to see your work in many books. i remember the first book I was featured. I was really excited, show- ing to my family. It is like a proof that you are doing right and that makes you work more.
Even today I still get excited when I see my work in new books. I don't think I have obsession of being remembered but as an artist, you want to make your name there. It's like you have something unique and you put your love in it, hoping that the next generations can see and feel the same way you were feeling when you were creating. It's more about sharing your thoughts and feelings than anything else.
Are there any artists that inspired you while building your strong, impressive and beautiful style?
Thanks so much for the nice words! I have many references. It's hard to mention one. Specially because I've been exploring more options to elevate my style. I like Hieronymus Bosch. His style is different from what I do, but I'm really inspired by the way he ex- presses himself.
Of course I like Dali as well. Lately I've stud- ied renaissance artists. Hopefully, that may bring more flavor to my style.
Internet seems to be one of the greatest inventions in the history. It changed so many things in visual arts field as well. Today, a young artist can show his/her works to millions of people without paying a penny.
Beyond its advantages, internet has some drawbacks, too. We see numerous images everyday and each piece has begun to look almost the same with another. From this perspective, how do you evaluate the future of digital and traditional arts?
That's a really good question. Internet is new yet, and it has been growing up more and more. 5 or 7 years ago, internet didn't have the same respect and opportunities that it has today.
It's normal to see the same thing on the internet today because everybody is looking for their own voice yet, and experimenting. Of course it will change soon, and we will see less people doing the same thing and more people with new style. I can see today people are more interested in hand drawing than digital, which open up an opportunity to mix traditional with digital and it's good for everyone. More work and more opportunities to learn.
If you had limitless budget, what would you do to exhibit your art? Would it be a Douglas Alves Gallery, a building, a huge art performance, or what? No boundries, just imagine!
I think have a exhibition is something that all artists reach for. I think about this everyday and how it could be, I don't feel my ideas mature yet but I wanna make people feel exactly how the art piece feels. If I make an art piece and it has birds and leaves in a winter season, I want to make people feel like that. Feeling the leaves around them, cold, birds flying. It would be an interactive piece or something like that. But I have some ideas also with papers and toys which I would like to explore as well.
Basically Douglas Alves Gallery would be a mix of installation and interactive pieces and also frames. It’s something that I always dream of... I hope, in the future, I can have a Douglas Alves Gallery and I show people this interview.
Theme of the 16th issue of BAK is 'City'. As a person who moved from a metropolitan to another, what does this word mean to you? Do you have a dream city that you want to live in?
I think about NYC sometimes, because it's like São Paulo, but it's too cold. But I still have thoughts to live there and I think also I will have more culture around me.
Brezilya'nın en büyük, güney yarım kürenin en kalabalık şehri Sao Paulo'da dünyaya geldiniz ve 3 yıl önce Los Angeles şehrine yerleştiniz. Bu iki şehri karşılaştırdığınızda ne tür farklılıklar görüyorsunuz?
Sao Paulo ve Los Angeles birbirinden çok farklı. Sao Paulo daha çok New York tarzına benziyor. Çok hareketli, sürekli meşgul ve sürekli kalabalık. Gittiğiniz her yerde müthiş bir enerji var.
Los Angeles da gerçekten harika. Geniş sokaklar, güneşli günler… Dinlenebileceğiniz ama aynı zamanda çok da çalışabileceğiniz bir şehir. Los Angeles'a geldiğimde plaja yakın bir yerde yaşamaya başlamıştım. Ama sonrasında oranın benim için biraz fazla sakin olduğuna karar verdim ve Downtown bölgesine taşındım. Etrafımda binalar ve insanlar görmeye ihtiyaç duyuyorum. Bu tip şeyler bana enerji veriyor.
Çocukluğunuzu Sao Paulo'da geçirdiniz. Bize biraz o yıllardan bahseder misiniz? Babanıza çok saygı duyduğunuzu söylüyorsunuz. Onunla nasıl bir ilişkiniz var?
Sao Paulo'daki çocukluk yıllarım pek kolay değildi ama çok eğlenceliydi. Hayattaki en önemli şeyleri o yıllarda öğrendim. İnsanlara nasıl saygı duyulması gerektiğini, doğruluğun ve dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu… Bunları bana, daha çok küçükken babam öğretti. Tabii annem de bu öğretinin önemli bir parçasıdır. Her ikisini de çok severim.
Yaşamınızı görsel sanatlardan kazanma konusunda sizi motive eden şey neydi?
Birçok şeyin etkisi olmuştur mutlaka… Mecra veya araç farkı gözetmeden, daima görsel sanatlar ve illüstrasyon alanlarında çalışmak, sürekli kendimi ifade edebileceğim yeni şeyler keşfetmek istiyordum ve onu yapmaya başladım.
Çalışmalarınız, aralarında Bak Dergisi'nde tanıtımı yapılan 'Into The Nature' ve 'Illusive 2'nin de bulunduğu birçok kitapta ve dergide yayımlandı. İlk olarak bir eserinizi dergi ya da kitap sayfalarında gördüğünüzde neler hissettiniz? Birçok sanatçı gibi siz de, kendinizden sonra da daima hatırlanan biri olmayı ister misiniz?
Çalışmalarınızı kitaplarda görmek harika bir şey. Bir işimin yayınlandığı ilk kitabı hatırlıyorum. Çok heyecanlıydım. Hemen aileme gösterdim. Doğru yolda olduğunuzun bir kanıtı gibi sanki… Ve sizi yeni şeyler yapmak için motive ediyor.
Bugün bile hala işlerimi yeni kitaplarda gördüğümde heyecanlanıyorum. Gelecekte hatırlanmak konusunda bir saplantım yok ama sanat yapıyorsanız adınızın var olmasını istersiniz. Gelecek nesillerin, çalışmalarınıza bakıp, sizin onları üretirken hissettiklerinizi yıllar sonra hissetmesi çok güzel bir şey. Buradaki asıl nokta, düşünceleri ve duyguları insanlarla paylaşmak.
Güçlü, etkileyici ve göz alıcı bir tarzınız var. Bu tarzı yaratırken size ilham veren sanatçılar oldu mu?
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim! Çok fazla referansım var, birini söylemem gerçekten zor… Tarzımı geliştirirken birçok seçeneği keşfedip değerlendirdim. Öncelikli olarak Hieronymus Bosch'u sayabilirim. Onun stili, benim yaptığım işlere benzemiyor, ama kendini ifade ediş şeklinden ciddi şekilde etkileniyorum. Tabii ki Sürrealizm'in büyük adamı Dali'yi de seviyorum. Son dönemde derslerini aldığım rönesans sanatçılarının da tarzıma tat katacağını umuyorum.
İnternet için, tarihin en önemli icatlarından biri diyebiliriz. Her alanda olduğu gibi görsel sanatlar alanında da çok şeyi değiştirdi. Bugün, genç bir sanatçı, işlerini milyonlarca kişiyle, tek kuruş harcamadan paylaşabiliyor. Tabii avantajlarının yanında dezavantajlarının olduğunu da söyleyebiliyoruz. Her gün o kadar çok imaj görüyoruz ki, bir süre sonra hepsi birbirine benzemeye başlıyor. Bu bakış açısıyla, dijital ve geleneksel görsel sanatların geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
Gerçekten çok iyi bir soru. İnternet henüz yeni ve giderek büyümeye devam ediyor. 5-7 yıl önce, bugün sağladığı ve sahip olduğu imkanlardan yoksundu. İnternette sürekli aynı şeyleri görmek normal, zira insanlar henüz kendi seslerini arıyor ve deneyimliyorlar. Tabii bu yakında değişecek ve birbirleriyle aynı şeyleri yapan insanlardan çok, yeni şeyler deneyen, yeni tarzlara sahip insanlar göreceğiz.
Bugün insanların dijital medyumlardan çok, elle yapılan çizimlere eğilim gösterdiğini gözlemliyorum. Tabi bu, geleneksel ile dijitali karıştırarak kullanabilmeye de olanak sağlıyor. Herkes için iyi bir şey. Daha çok iş ve deneyimlenecek daha çok fırsat…
Sınırsız bir bütçeye sahip olsaydınız, çalışmalarınızı nasıl sergilerdiniz? Douglas Alves Galerisi mi açardınız, bir bina mı inşa ederdiniz, dev bir sanat performansı mı ortaya koyardınız, yoksa başka bir şekilde mi sanatınızı insanlara sunmak isterdiniz? Sınır yok, sadece hayal edin!
Sergi açmak, her sanatçının ulaşmak istediği bir şeydir. Ben de bunu ve bunun nasıl olabileceğini her gün düşünüyorum. Henüz fikirlerimin yeterince olgun olduğu kanısında değilim, fakat insanların, çalışmalardan heyecan duymalarını isterim. Bir iş yaratmışsam ve içinde, kış mevsiminde kuşlar ve yapraklar varsa, insanların onu aynen o şekilde algılamasını beklerim. Yaprakları etraflarında uçuşurken hayal etmelerini, soğuğu hissetmelerini, uçan kuşları duyabilmelerini…
Sanırım etkileşimli bir şey yapmaya yönelirdim. Bunun yanında kağıtlar ve oyuncaklarla yapabileceğim bir sergiyi de düşünüyorum.
Douglas Alves Galerisi diye bir yer olsaydı, enstelasyonlardan, etkileşimli işlerden ve çerçevelerden oluşurdu. Her zaman hayalimde ve günün birinde gerçekleşeceği düşüncesi aklımın bir köşesinde… Umarım gelecekte böyle bir galeri var olur ve gelen insanlara bu röportajı gösterebilirim.
Bak Dergisi'nde 16. sayımızın konusu 'Şehir'. Bir büyük şehirden diğerine taşınmış biri olarak bu sözcük size neleri ifade ediyor? İçinde yaşamayı hayal ettiğiniz bir şehir var mı?
Bazen Sao Paulo'ya çok benzediği için New York'u düşünüyorum. Ama bir taraftan da çok soğuk bir yer… Yine de çevremde daha çok kültür göreceğim bir yer olarak aklımın bir yerinde duruyor.