Phillip Toledano
Photographer / Bak 11
www.mrtoledano.com
English
Türkçe
Your passion for photography began to raise when you were a child. You were only 11 years old when you got your first camera. What built the strong connection between you and photography? Was there a person who showed the way?
My father was a painter, and being a contrarian, I suppose that i was instinctively drawn to something that was diametrically opposite to painting-photography... If anyone showed me the way, I suppose you could say it was a book of photography by Bill Brandt, in my father's library... I started looking at it because it had pictures of naked ladies, and then ended up being fascinated by HOW he took photographs..
You were born in London and now, you live and work in New York. We know that artists look around with different eyes. As a talented and respected photographer, how do you compare these two cities?
Hmm... I have to say, I never really lived in London as a photographer, so it's impossible for me to compare. I can say that I've never felt very influenced by cities. I'm more influenced by the country as a whole...
You say that "A photograph should be like an unfinished sentence". What a meaningful statement. You prefer giving clues, not the whole meaning and you let the viewers make their own comments. To help us knowing you better, please imagine that there is a country named "Philip Toledano" and tell us what it would look like?
It would be a country with thick, dark forests that came right up to the coastline. Scattered throughout these forests would be dozens of tribes, speaking strange languages, and practicing strange, beautiful customs. Some would be friendly, others, not so much.
We are all working for clients. When we read the brief, we have that first impression. Sometimes we say "Great! This is just for me" and sometimes "Oh my god, it's a terrible idea!". Which one do you say most and for what kind of projects do you say the second?
Almost everything I shoot for magazines are my own ideas, so I'm lucky enough not to say 'that's a terrible idea' so often. And if you're being paid a lot of money, it's much easier to live with terrible ideas!
We can say that digital photography hasn't reached the quality and the organic structure of the film photography. Yet, it is a fact that it has another great advantages. What do you think about that? Do you often take the advantages of the digital photography? Which camera do you prefer to use generally?
I shoot digital for almost everything these days, except for a few personal projects, where i still use film. Digital is a different process - there's less chance - you can check and re-check yourself, whereas with film, it's like diving off a cliff, and hopefully you'll avoid the rocks and land in the sea with a beautiful dive... I've never paid much attention to technical stuff, to be honest... It's the photo that counts.
Imagine that you have the chance to go back to your 20s with what you have lived until today, the experiences that you acquired and the accumulation of your present knowledge. You are a student and you know what will happen years later. What would you pay attention to while shaping your life, again?
I was just talking about that with a cab driver yesterday! I would start being a photographer sooner! I've been a photographer for 5 years and I feel as though I have a lot of catching up to do.
What kind of movies do you like and which film directors do you find closer to yourself in terms of visual comprehension?
Wim Wenders, Tim Burton, Terrence Malick, Guillermo Del Toro... I like films that show me something new, beautiful, strange and shocking.
Which photographers and artists in the art history inspired you most?
Bill Brandt, Guy Bourdin, Edward Hopper, De Chirico, Lucien Freud, Vermeer, Henri Rousseau.
Do you have some clues you can share with us, about your second book project, "United States of Entertainment"?
Actually, I have a new book coming out next September, before "United States of Entertainment"... It's called "Phonesex" and it's portraits of phonesex operators.
Fotoğrafçılığa olan ilginiz yeşermeye başladığında henüz küçük bir çocuktunuz. İlk fotoğraf makinenizi aldığınızda 11 yaşındaydınız. Sizinle fotoğraf arasındaki bu güçlü bağ nasıl kuruldu? Size yol gösteren biri var mıydı?
Babam ressamdı ancak ben sıkı bir muhalif olarak, içgüdüsel bir şekilde resim ve fotoğrafın tam tersi şeyler yapacaktım. Bana yol gösteren bir şey varsa o da Bill Brandt'in babamın kütüphanesindeki fotoğraf kitabıdır. Ona bakmaya başladım çünkü içinde çıplak kadın fotoğrafları vardı. Sonra o fotoğrafları nasıl çektiğini düşünerek büyülendim.
Londra'da dünyaya geldiniz ve şu an New York'ta yaşıyor ve çalışıyorsunuz. Sanatçıların dünyaya farklı gözlerle baktığını biliyoruz. Yetenekli ve saygıdeğer bir sanatçı olarak, bu iki şehri siz nasıl karşılaştırırsınız?
Doğrusu Londra'da fotoğrafçı olarak bulunmadığım için iki şehri karşılaştırmak mümkün değil gibi görünüyor. Şunu söyleyebilirim ki ben şehirlerden hiçbir zaman çok fazla etkilenmemişimdir. Daha çok tümüyle ülkelerden etkileniyorum.
"Bir fotoğraf, bitirilmemiş bir cümle gibi olmalıdır" diyorsunuz. Ne kadar da net ve anlamlı bir söz. Bütün anlamı değil ipuçlarını verip izleyicilere kendi yorumlarını yapmaları için fırsat veriyorsunuz. Sizi daha iyi tanımamız için "Philip Toledano" adlı bir ülke hayal etmenizi istiyoruz. Nasıl bir yer olur ve neye benzerdi?
Sahil şeridine ulaşan yoğun ve karanlık ormanları olan bir ülke... Bu ormanların arasına yerleşmiş, farklı diller konuşan, garip şeyler deneyen, güzel adetleri olan düzinelerce kabile... Bazıları dost canlısı, bazıları pek de o kadar değil.
Hepimiz müşterilerle çalışıyoruz. Talimatları okuduğumuzda ilk izlenimi ediniriz. Bazen "Harika! Bu tam bana göre" deriz, bazen de "Tanrım, ne korkunç bir fikir!". Siz en çok hangisine rastlıyorsunuz? İkinci cümleyi ne tarz projelerde sarfediyorsunuz?
Dergiler için çektiğim neredeyse her şeyin fikri bana ait oluyor. Dolayısıyla "Ne korkunç bir fikir" cümlesini pek sık sarfetmem. Ayrıca çok fazla kazanıyorsanız korkunç fikirlerle yaşamayı öğrenmek kolay oluyor!
Dijital fotoğrafçılık teknolojisinin, filmin kalitesine ve organik yapısının tadına henüz tam olarak ulaşamadığını söyleyebiliriz. Yine de çok büyük avantajları olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Dijital fotoğrafın avantajlarını sıkça kullanıyor musunuz? Elinizde en çok hangi kamera duruyor?
Bugünlerde, negatif kullandığım birkaç kişisel proje dışında hemen hemen her şeyi dijital çekiyorum. Dijital farklı bir süreç. Filmle yapılan çekimler uçurumdan denize dalış yapmak gibidir. Kayalara veya yere çarpmadan iyi bir dalış gerçekleştirebilmeyi umarsınız. Dijitalde ise kendinizi tekrar tekrar kontrol edebilirsiniz. Doğrusunu söylemek gerekirse teknik konulara pek önem vermiyorum. Benim için önemli olan fotoğraftır.
Bugüne kadar yaşadığınız her şeyi, edindiğiniz tecrübeleri ve bilgi birikiminizi alıp 20'li yaşlarınıza geri dönme şansınız olduğunu hayal edin. Öğrencisiniz ve 30 yıl sonra neler olacağını biliyorsunuz. Hayatınızı yeniden şekillendirirken nelere dikkat ederdiniz?
Dün bunu bir taksi şoförüyle konuşmuştum! Fotoğrafçı olarak çalışmaya çok daha çabuk başlardım. 5 yıldır fotoğraf çekiyorum ve daha yapacak çok şeyim olduğunu hissediyorum.
Ne tarz filmleri ve yönetmenleri görsel bakış açısı yönünden kendinize daha yakın buluyorsunuz?
Wim Wenders, Tim Burton, Terrence Malick, Guillermo Del Toro... Bana yeni, güzel, ilgi çekici ve şok edici şeyler sunan filmleri seviyorum.
Sanat tarihindeki hangi fotoğrafçı ve sanatçılar size en büyük ilhamı veriyor?
Bill Brandt, Guy Bourdin, Edward Hopper, De Chirico, Lucien Freud, Vermeer ve Henri Rousseau.
İkinci kitap projeniz "United States of Entertainment" ("Eğlence Birleşik Devletleri") ile ilgili bizimle paylaşabileceğiniz ipuçlarınız var mı?
Aslında, "United States of Entertainment"tan önce, gelecek yılın Eylül ayında "Phonesex" adında bir kitap çıkaracağım. İçeriğini, telekızların portreleri oluşturacak.